Skip to main content

İnsan

Her insan umutlarla, hedeflerle doğar; hedeflerinin bir kısmını başararak, büyük bir çoğunluğunda ise başarısızlığa uğrayarak ölürler. Hayatlarında birçok işin içinde bulunurlar, çok kişiyle tanışır ve çok fazla deneyim sahibi olurlar; ama çoğunlukla en önemli deneyimleri ve en önemli kişileri beklerken geçer hayatları. Yaşamayı eğlenmek sanar kimi, kimiyse büyük bir acı olarak görür. Kimi kendine zarar vererek geçirmek ister acıyı, kimi etrafındakileri inciterek. Kimi eğlenirken zarar verir kendine, kimiyse eğlendirirken kimlere zarar verdiğinin farkına bile varmaz.

Bencildir insan denen varlık, kendisi için en iyisini ister. Yapılabileceklerden en iyisini, herkese yararı olan en iyi davranışı umursamaz; kendine en çok faydası dokunanı ister. Önündeki engeli aşmak değil, engeli parçalamak ister. Eksikliklerini kabul etmek değil, bu eksiklikleri yüzünden isyan etmek veya saygı görmek ister. Her eksiği lanet olarak niteler insan. Başkasındaki ondan fazlaysa, lanetin en büyüğüne sahip olduğunu sanır.

İnsan hep elde ettiğinden fazlasını ister. Hedeflerini değiştirdiği için belki de ulaşamaz birçoğuna. Doğduğunda sahip olduklarına ulaşmış dahi olsa, ölüm gerçeğini kabullenemez. Plan yapar insan, aylar, yıllar sonrasına plan yapar. Aksilik olmaması için umut etmek yerine, aksilik olmayacağından eminmiş gibi program yapar kafasında.

Bilgin sanır her insan kendini, bir başkasına öğüt verebilecek seviye kendi tabir ettiği 'acı'lardan birini çekmesiyle başlar onun için. O yaşamıştır, anlamıştır, tecrübe edinmiştir kendince. Birçok aksilik de olsa hayatında, başkasının sorununu gidermek için yeterli görür kendini. İnsan kibirlidir, insan bencildir, ve insan aza kanaat etmez.

Kötülük yapana köpek diye hitap eder insan. Belki de ondan kat kat şerefli olan o hayvanı, kendinden şerefsiz gördüğüne karşı kullanır. Hayvanların düşünme yetisi yok diye onları ezer, her şeyi yapmak için haklı görür kendini. Çünkü insan düşünebilen, ve düşündüğünü kabul ettirmek zorunda hisseden bir varlıktır.

Yanlış anlaşılmasın, amacım insanları kötülemek değil kesinlikle. Ama kendini doğanın en kusursuzu sanan insanın, göremediği kusurlarının farkına varmasını sağlamaktır benim amacım. Herkes hata yapar, herkes sorunlarla karşılaşır hayatında, ama kimse kimseden üstün sanmamalı kendini, ve kimse kimseye zarar verebilecek kadar yüceleştirmemeli benliğini.

STK


Comments

Popular posts from this blog

Herkes Bir Kere Gider

Güzel şeyleri öldürmek fazla kolay şu sıralar, kötüleri yaralayamıyorum bile. Olup bitenler benden bağımsız gerçekleşiyor ve ben hayatım üzerindeki kontrolümü sorguluyorum. Giden gidiyor, içimde kalanlar beni derinlere çekerek boğuyor. Konuşmak kolay, anlatmak her şeyden daha zor geliyor. Mutluluktan bir yudum almış birini mutsuzlukla boğmak adil gelmiyor bana. Adaleti sağlayacak gücüm yok ve bundan olacak ki adil olanı tadamıyorum bir türlü. İçimde boşalan şeylerin hissi henüz taze, aldığım tavsiye ise hep zaman üzerine. Zaman taze acıları küflendirmekten başka bir şeye yaramıyor oysa, niye kendimi ait hissettiğim yerde bulamıyorum? Soğuk terler havuzunda yüzüyorum, her yerim titriyor. Anılara odaklandığım için havuzdan çıkamıyorum. Yakmasan canımı olmaz mı? Hissiz kalacağımı biliyorum, felç gibi bir şey bu. Beni gitmekten alıkoyan bir tane bile sebep yok ve bu kalmamın en büyük sebebi oluyor. Umutlarım tükeniyor da neden sürekli yeni umutlar üretiyorum? Durdurup geri sarmak istediği

Çocuk

Yüzüne bile bakmaması çıldırtıyordu çocuğu. Henüz küçük de olsa, sevmenin ne olduğunu erken öğrenmişti. Pek de bir şey yaşamadığı hayatına sığdıramadığı, karşılık olarak ufacık bir bakış bile alamadığı bir kızdı ona sevmeyi böylesine acı öğreten. Her sevmeyi karşılıksız, her insanı acımasız sanıyordu. Daha 11 yaşında, çevresinde olup bitenlerin güçbela farkında olan bu çocuk o'nun çevresinde ne olup bittiğini belki de herkesten iyi biliyordu. Yaşı küçük olduğu için dışarıya çıkacak izni, kafası sürekli başka yerlerde olduğu içinse kendisine alınmış bir telefonu yoktu. Çevresindeki arkadaşları zeka kapasitelerinden daha büyük ekrana sahip telefonlarıyla kızları etrafına toplarken, onun tek işi artık bahçeye çıkmakta bile tereddüt yaşayan bir iki arkadaşını yakalayıp top oynamaktı. Kızları etrafına toplamak en büyük isteği olmasa da, o özel olan birinin ara sıra yakınında olması hoşuna giderdi. Yüzyılların ilerlemesiyle, insanların arasındaki mesafenin 2 mahalleden 1 telefon

Gidensizlik

İsteksizlik yokuşlarında Gidensizlik dolu günler Ve Ağrısız başlar eşliğinde Oturduk, dertleşiyoruz Alevimden söndüğünde Ardımda bıraktığım küllerimle. Ağlıyoruz. Eskisinden daha güçlü tüm parçalarım Bütünümden kalanlarla, Görüştük, söyleşiyoruz. Gülüşüyoruz. Ertelemeden geçen işlerimde İçimin paramparçalığı ve Aklımda kalan son sözleriyle, Hatırlaşıyoruz. Hayatımın tam ortasına yediğim tekmelerle Takvimimde işaretli her bir günle Son yaprağı koparırcasına Vedalaşıyoruz. Kurda kuşa yem ettiğim hislerimle Kıtlıktan çıkmışçasına önüme koyulan yemeğim ve, Savaştan çıkmışçasına harabe kalemimle Laflıyoruz. Sen bilmezsin, anlamaz o güzel derinliğin. Elimde bir yarım teselliyle Dilimde hissizleşen dokular, dökülmeye hazır kelimelerle Bekliyoruz. Gel, git, ya da öldür bir an önce. Biz, Biz bir arada yaparken her şeyi Sen katılmadan önceki son yemeğimizi yiyoruz. Katılaşıyor ve netleşiyor her bir dokumuz Yaşlar akıyor elmacıklarımızdan Beklemeye razıyk