Skip to main content

Yasemin Çiçek'e

Herkes öğrencilik dönemini yaşamıştır şu hayatta, ve herkes elbet bir dersten nefret etmiştir.

Bu bir ders ilkokulda kolay gelir çocuğa ve genellikle de matematiktir. Sayılar toplanır çarpılır ve işin en kolay kısımları çocuk tarafından kolayca yapılır.

Derken liseye geçilir, hani şu herkesin bahsettiği su gibi geçen yıllar... İlk gününün bile yıllarca anlatılacağı ancak yaşarken anlaşılamayacağı altın değerinde yıllar. Matematik demiştik, ilk yazılılara kadar çok güzeldir lise.

Herkes aynı puanlarla gelmiştir ve birbirlerine alışırlar. Bahsedilen ilk yazılılardan matematik gelir geçer, öğrenci ilkokul toplama işlemlerinde kullandıkları sayılardan birini görür not kağıdında, en üstte.

Yıkılır, suç atacak birilerini arar. Öğretmenine atmak istese sınıfta daha iyi alanları düşünür, kendisine atamaz çünkü çok güvenir zekasına. Derse atar suçu ve matematikten nefret eder. Bu kendine çok güvenen öğrenci nedense matematiği hiç beceremez.

Ben bu öğrencilerden Taha Kubat, bugün bulunduğum yerden baktığımda gerçekten gülüyorum kendime. Başta suç atmak için öğretmen arayan ben, bugün bildiğim her şeyi öğretmenlerime borçluyum. Bana matematik hakkında kötü olmadığımı düşündüren, en büyük güveni veren ve takip ettiği her dakikası için teşekkür etmem gereken bir öğretmenim var bugün, Yasemin Hocam...

Ben ki bu bloga asla kişisel yazı ya da bildiri yazmayan biriyim, Yasemin Hocamın hayatımı değiştirdiğini bilerek yazıyorum bugün.

Kendisinin doğum günü, dolayısıyla varoluşunun yanısıra doğduğu gün de çok önemli. Kendisine çok teşekkür ederim, bana katkıları çok büyük, umarım öğrencisi olarak biz de ona güzel anlar yaşatabilmişizdir. Saygı ve teşekkürlerimle;

Yasemin Çiçek, bana beni öğreten insan, iyi ki doğdunuz...
 
STK

Comments

Popular posts from this blog

İntiharlar

Zihnim ince bileklerimde toplanıyor, gün ağardığı sürece Her gece yeni bir hesaplaşma, yeni bir yüzleşme Bir adım uzaklaşamadan kaçmak kendimden, yoruyor beni Bir adım yaklaşamadan sevmek seni, özlemek seni Bu cümbüşün sorumlusu benim, bu kargaşanın sebebi Tüm bu kelimeler, birinin dudaklarından döküleceklerin esiri Zaferin ardında gizlenen kaybetme korkusu Güvenin yok ettiği korkuların yanlış bilinen doğrusu Işıklar doğrudan bakıldığında o denli parlak değilmiş Denir ki seven gitmez, bekleyen beklemekten vazgeçmezmiş Bir anlık kararla atılan toprak kimseyi boğmaz Ömürlük hayaller gömülse de çürümezmiş Her gelene değişen insanda kararlılık aranmaz Her geleni değiştirense gerçekten sevmiş olmaz Kabullen, her çiçek senin istediğin gibi kokmaz Ama kimse de bir çiçeği kökü için koparmaz İnsan istediğini sevmez, sevdiğini ister Sahip olduğu her şeyi verir, onda olmayanı ister İnsan git diyende kalır, kal diyenden gider Bir aşığın defterinde ölümün her hali geçer Kim...

21 yaş

rutinlerim var bazı evvelden elimi sürmediğim değiştim ama geliştim cam misali çatlak can misali bitiğim kefenim tam olmuyor üstüme olsun seneye de giyerim nasıl olsa büyür ölüler büyür de sığmaz mezara toprak kokusu işte o zaman rutin gelir insana yeryüzüne taşmış bir ceset yürür durur taşlar arasında bir elimde bir boynuz diğerinde kumlar akar akar akar cildim güneşten korkar nefeslerim var bitmemiş ciğerim acıyla dolar dolar dolar dolar boğulur mu ölüler kırılır mı taşlar bu vakitten sonra beni senin gülüşün paklar şehrinin dışında bir hayat var olduğun yerde bir ölü acaba  ölüler şiirlerini hangi mezar taşına yazar uzak dağdan bir zihin aklına gelir yumruğunu sıkar beni anar o zaman yazarım şiirimi kendi taşıma o zaman kazarım mezarı kendi başıma kefenim küçük gelir yırtarım döner bakarım kendi yaşıma 21 yaş süzülür yanaktan işte o zaman karışırım nefesi olanların arasına ...

Seçim

Acı damarlarımda geziniyor, pıhtılaşması tek kurtuluşum. Duracağı yok bu hissin, iliklerimde titremeler seziyorum. Ölümüm hayat sıvılarımı kaybımdan değil kazanımımdan olacak. İstemsizce doğruluyor bedenim, kaçmak için koşuyorum. Koştukça yoruluyor koştukça damarlarımdakine ihtiyaç duyuyorum. Acı; acı arttıkça damarlarım genişliyor. Sanırım bedenimi ele geçirecek. Kendi parçamın beni paramparça edebileceğini düşünemedim. Tecrübesizlikten olacak ki sezemedim. Her an yığılabilirim bir yere, kalkmayacak oluşum bana zaman kazandırabilir. Sanırım hayatımda ilk defa bir şeyden kaçınırken hareketsizlik benim için zamanı durdurabilir. Hislerim paylaşılmak için fazla acımasız, saklanmak içinse fazlasıyla acılı. Kollarımın hakimiyetini kaybediyorum, gözlerim kararıyor aniden. Birilerini, bir şeyleri bulmalıyım etrafımda. Yakınımı kolluyorum; tek bulduğum ele geçirilişim. Çaresizliğim davranışlarıma yansıyor olacak ki güç alıyor diğerleri. Duygular acıyla harmanlanınca, kaybediş bu kadar ke...