Skip to main content

03.57

Felekti vuran bize
Hayattı yerden kaldıran
Doğrulmaya zaman tanımadan
Yaşam çizgisinde düz yürüyemedik.
18 promil yaş
108 okka dert ile.

Acılar ceplerimize eşit dağıtılmadı
Ondandı dengemizi kaybetmemiz
Biliyordu, o biliyordu
Engel olmak fazla kolaydı,
Adım atamayacağım kadar
Yüksek bir basamak oldu.

Tırmanmalar kovaladı bir diğerini
Düşmeler sonlanacak
Acılar dinmeyecek
Sokak kedileri
Kaçacaktı çağırmalarımızdan.

Çöplüğün ortasında yeşeren bir şeyler
Çimenliğin birinde izmarit
Hayatımızda bir hata
Ve hatalarımıza bedel bir haklılık
Çığlığı.

Bir üç saniye dinlenip
Soluklanıp, sakinleşip
Sonra yorulmadık mı hepimiz?
Hayır mı?
Üzülme, ölmeyiz.

Biz, ilgisizliğin en belirgin
Duygusuzluğun en yoğun
Ve sorumluluğun en olgun
Halinden geliyoruz.

Ağrılarını
Bir kenara bırak
Emanet duygularının üstesinden gel
Sana ait olan her şeyi
Bir çırpıda affet
Güneş doğuyor,
İçimizi ısıtsın
Bırak, hücrelerin aydınlansın.

Er ya da geç noktalar koyacaksın
Tükenecek virgüllerin
Çıkmaz sokak
Dört ayrı yola ayrılacak
Herbirinde daha hızlı
Herbirinde daha kararlı
Duracaksın.

Yükselen binalar
Işığını mı engelliyordu?
Yık onları
Yık ışıklarını
Gölgen bile anlamasın
Hangi açıya düştüğünü.

Şaşırt kaderini
Değiştir hayatını
Ellerin kana bulanmış
Damarların musluklara dönüyor
Gözlerin yaş tutar
Hislerin, duygu kaçırır.

Bir fısıltı
Kulaklarında
"Artık tek kişi, ve tek amaç.
Her şeyin ötesinde tek savaş;
kazanmanın, eşsiz mağlubiyeti."

Son oyun.
Oyun sonu.

STK

Comments

Popular posts from this blog

İntiharlar

Zihnim ince bileklerimde toplanıyor, gün ağardığı sürece Her gece yeni bir hesaplaşma, yeni bir yüzleşme Bir adım uzaklaşamadan kaçmak kendimden, yoruyor beni Bir adım yaklaşamadan sevmek seni, özlemek seni Bu cümbüşün sorumlusu benim, bu kargaşanın sebebi Tüm bu kelimeler, birinin dudaklarından döküleceklerin esiri Zaferin ardında gizlenen kaybetme korkusu Güvenin yok ettiği korkuların yanlış bilinen doğrusu Işıklar doğrudan bakıldığında o denli parlak değilmiş Denir ki seven gitmez, bekleyen beklemekten vazgeçmezmiş Bir anlık kararla atılan toprak kimseyi boğmaz Ömürlük hayaller gömülse de çürümezmiş Her gelene değişen insanda kararlılık aranmaz Her geleni değiştirense gerçekten sevmiş olmaz Kabullen, her çiçek senin istediğin gibi kokmaz Ama kimse de bir çiçeği kökü için koparmaz İnsan istediğini sevmez, sevdiğini ister Sahip olduğu her şeyi verir, onda olmayanı ister İnsan git diyende kalır, kal diyenden gider Bir aşığın defterinde ölümün her hali geçer Kim...

21 yaş

rutinlerim var bazı evvelden elimi sürmediğim değiştim ama geliştim cam misali çatlak can misali bitiğim kefenim tam olmuyor üstüme olsun seneye de giyerim nasıl olsa büyür ölüler büyür de sığmaz mezara toprak kokusu işte o zaman rutin gelir insana yeryüzüne taşmış bir ceset yürür durur taşlar arasında bir elimde bir boynuz diğerinde kumlar akar akar akar cildim güneşten korkar nefeslerim var bitmemiş ciğerim acıyla dolar dolar dolar dolar boğulur mu ölüler kırılır mı taşlar bu vakitten sonra beni senin gülüşün paklar şehrinin dışında bir hayat var olduğun yerde bir ölü acaba  ölüler şiirlerini hangi mezar taşına yazar uzak dağdan bir zihin aklına gelir yumruğunu sıkar beni anar o zaman yazarım şiirimi kendi taşıma o zaman kazarım mezarı kendi başıma kefenim küçük gelir yırtarım döner bakarım kendi yaşıma 21 yaş süzülür yanaktan işte o zaman karışırım nefesi olanların arasına ...

Seçim

Acı damarlarımda geziniyor, pıhtılaşması tek kurtuluşum. Duracağı yok bu hissin, iliklerimde titremeler seziyorum. Ölümüm hayat sıvılarımı kaybımdan değil kazanımımdan olacak. İstemsizce doğruluyor bedenim, kaçmak için koşuyorum. Koştukça yoruluyor koştukça damarlarımdakine ihtiyaç duyuyorum. Acı; acı arttıkça damarlarım genişliyor. Sanırım bedenimi ele geçirecek. Kendi parçamın beni paramparça edebileceğini düşünemedim. Tecrübesizlikten olacak ki sezemedim. Her an yığılabilirim bir yere, kalkmayacak oluşum bana zaman kazandırabilir. Sanırım hayatımda ilk defa bir şeyden kaçınırken hareketsizlik benim için zamanı durdurabilir. Hislerim paylaşılmak için fazla acımasız, saklanmak içinse fazlasıyla acılı. Kollarımın hakimiyetini kaybediyorum, gözlerim kararıyor aniden. Birilerini, bir şeyleri bulmalıyım etrafımda. Yakınımı kolluyorum; tek bulduğum ele geçirilişim. Çaresizliğim davranışlarıma yansıyor olacak ki güç alıyor diğerleri. Duygular acıyla harmanlanınca, kaybediş bu kadar ke...