Skip to main content

?

İlelebet sandığımız her şeyin üstüne toprak atmak zorunda kalıyoruz. Taşıdığımız hayal tabutlarından çöken omuzlarımız engelliyor dik duruşumuzu. Her şeyin başında tarif edilemez o sevgi, her yolun sonunda engellenemez o acı bekliyor bizi. Bizim beklediklerimizin gelişi çölde vaha hesabı. Seraplarla geçen ömrümüzün kumlarında keyifle yüzüyoruz. Kanmaya o kadar meraklıyız ki yalan olduğunu bildiğimiz her şeyi kendimize yaşama sebebi biliyoruz. Biri gitmeyeceğim derse onu her şeyimiz yapıyor, gelmeyeceğim derse yollarını ölene dek gözlüyoruz. Sahteliği su götürmez insanların gerçekten sevebileceğine inanıyoruz. En acısı da farkındalığımızı ikinci plana atıp mantığımızı yol gözleyene dek rafa kaldırıyoruz.

Çıkmaz sokakların duvarlarına tırmanıp düştükçe yaralanıyoruz. Her seferinde yaramızı sarıp daha yükseğe çıkmaya çalışıyoruz. Sonu olmayan bir duvarın tepesine çıkmaya uğraşıyoruz. Yerden kalkışlarımızı maharet sanıyor, yere düşürenleri ilah belliyoruz. Gün geçtikçe yıpranan bedenlerimizin sarmaşıklarında aşkı bulduğumuzu söylüyoruz. Başımıza ne gelirse gelsin kendimizi suçluyor, çareyi hep gidenlerde arıyoruz.

Okşanacak birkaç saç teli için parmaklarımızı kesiyor, bakılacak bir çift göz için kendimizi kör ediyoruz. Sorsalar sevdik mi tam seviyoruz, ama acaba değer mi diye sormuyoruz. Ölümlü dünya diye yaşamayı bırakıyor, nasıl olsa kurur diye gözyaşı akıtıyoruz. İki kelimelik cümleleri hayatımıza bedel sanıyor, beş para etmez insanlar için kendimizi harap ediyoruz. Sırf söylendi diye gerçek sandıklarımız bitiriyor bizi. Biz bittikçe duymaya çalışıyor, asıl duymazsak biteriz diyoruz.

Her şeyi biliyoruz da
Niye hiçbir şeyi unutamıyoruz?

Yaralarımızı gizliyoruz da
Niye yenilerini açıyoruz?



STK

Comments

Popular posts from this blog

İntiharlar

Zihnim ince bileklerimde toplanıyor, gün ağardığı sürece Her gece yeni bir hesaplaşma, yeni bir yüzleşme Bir adım uzaklaşamadan kaçmak kendimden, yoruyor beni Bir adım yaklaşamadan sevmek seni, özlemek seni Bu cümbüşün sorumlusu benim, bu kargaşanın sebebi Tüm bu kelimeler, birinin dudaklarından döküleceklerin esiri Zaferin ardında gizlenen kaybetme korkusu Güvenin yok ettiği korkuların yanlış bilinen doğrusu Işıklar doğrudan bakıldığında o denli parlak değilmiş Denir ki seven gitmez, bekleyen beklemekten vazgeçmezmiş Bir anlık kararla atılan toprak kimseyi boğmaz Ömürlük hayaller gömülse de çürümezmiş Her gelene değişen insanda kararlılık aranmaz Her geleni değiştirense gerçekten sevmiş olmaz Kabullen, her çiçek senin istediğin gibi kokmaz Ama kimse de bir çiçeği kökü için koparmaz İnsan istediğini sevmez, sevdiğini ister Sahip olduğu her şeyi verir, onda olmayanı ister İnsan git diyende kalır, kal diyenden gider Bir aşığın defterinde ölümün her hali geçer Kim...

21 yaş

rutinlerim var bazı evvelden elimi sürmediğim değiştim ama geliştim cam misali çatlak can misali bitiğim kefenim tam olmuyor üstüme olsun seneye de giyerim nasıl olsa büyür ölüler büyür de sığmaz mezara toprak kokusu işte o zaman rutin gelir insana yeryüzüne taşmış bir ceset yürür durur taşlar arasında bir elimde bir boynuz diğerinde kumlar akar akar akar cildim güneşten korkar nefeslerim var bitmemiş ciğerim acıyla dolar dolar dolar dolar boğulur mu ölüler kırılır mı taşlar bu vakitten sonra beni senin gülüşün paklar şehrinin dışında bir hayat var olduğun yerde bir ölü acaba  ölüler şiirlerini hangi mezar taşına yazar uzak dağdan bir zihin aklına gelir yumruğunu sıkar beni anar o zaman yazarım şiirimi kendi taşıma o zaman kazarım mezarı kendi başıma kefenim küçük gelir yırtarım döner bakarım kendi yaşıma 21 yaş süzülür yanaktan işte o zaman karışırım nefesi olanların arasına ...

Seçim

Acı damarlarımda geziniyor, pıhtılaşması tek kurtuluşum. Duracağı yok bu hissin, iliklerimde titremeler seziyorum. Ölümüm hayat sıvılarımı kaybımdan değil kazanımımdan olacak. İstemsizce doğruluyor bedenim, kaçmak için koşuyorum. Koştukça yoruluyor koştukça damarlarımdakine ihtiyaç duyuyorum. Acı; acı arttıkça damarlarım genişliyor. Sanırım bedenimi ele geçirecek. Kendi parçamın beni paramparça edebileceğini düşünemedim. Tecrübesizlikten olacak ki sezemedim. Her an yığılabilirim bir yere, kalkmayacak oluşum bana zaman kazandırabilir. Sanırım hayatımda ilk defa bir şeyden kaçınırken hareketsizlik benim için zamanı durdurabilir. Hislerim paylaşılmak için fazla acımasız, saklanmak içinse fazlasıyla acılı. Kollarımın hakimiyetini kaybediyorum, gözlerim kararıyor aniden. Birilerini, bir şeyleri bulmalıyım etrafımda. Yakınımı kolluyorum; tek bulduğum ele geçirilişim. Çaresizliğim davranışlarıma yansıyor olacak ki güç alıyor diğerleri. Duygular acıyla harmanlanınca, kaybediş bu kadar ke...